...
Show More
Artık gerçekten Gabriel Garcia Marquez'in doğru yerde ve doğru zamanda, doğru insanlarla karşılaştığını düşünüyorum. Kendini ve anılarını anlattığında çok başarısız çünkü. Anlatımı, düşünce şekli, aktarış biçimi yersiz uzun ve sıkıcı, hiçbir edebi yanı da yok. Sürekli daldan dala ordan oraya atlayan, nasıl nerden veya neden geçtiğimizi anlamadan alakasız bir sırayla birbirinden sıkıcı ve gereksiz olayları arka arkaya sıralayan bir üslubu var Marquez'in..
Çok fazla isim var bu anı kitabında, çoğu yüzeysel gereksiz kalıyor ve kitabı uzatmaktan öteye geçemiyor. Anılar, olaylar çok yerel ve yüzeysel kalıyor. Normalde evrensellik yerine yerelliğin edebiyatı zenginleştirdiğine inananlardanım ancak bu roman hariç diyeceğim çünkü burda aşırı bir yerellikten bahsediyor Marquez! Kitabı bitirdim ama aklımda kalan tek bir cümle bile yok o kadar fazla isim, olay, gereksiz detay sundu ki bize kafamızı karma karışık edip okuyucuyu iyice sıktı. Romanlarını beğenmekle beraber kendini anlattığında ne kadar bocaladığını gördüm okurken. Tüm romanlarını da yaşadığı ve gördüğü olaylar ve kişilerden oluşturmuş neredeyse hiçbir katkı sunmamış romanlarına bunu kendisi de söylüyor zaten.
Bu kitabında da ilk başlarda -ki kitabın üçte birlik kısmı- Yüzyıllık Yalnızlık'ı okuyorsunuz hissi uyandırıyor ki adeta aynısını tekrar buraya aktarmış. Kitaptaki diğer bölümler de yine diğer kitaplarının özeti gibi geçiyor pek yeni bir şey katmıyor.
Bana göre okunması eziyet olan her hangi bir zeka pırıltısı, edebi zevk göremediğim lafı uzattıkça uzatan okuyucuyu sıkan bulantan bir Marquez kitabı.. Okunmasa daha iyi...
Çok fazla isim var bu anı kitabında, çoğu yüzeysel gereksiz kalıyor ve kitabı uzatmaktan öteye geçemiyor. Anılar, olaylar çok yerel ve yüzeysel kalıyor. Normalde evrensellik yerine yerelliğin edebiyatı zenginleştirdiğine inananlardanım ancak bu roman hariç diyeceğim çünkü burda aşırı bir yerellikten bahsediyor Marquez! Kitabı bitirdim ama aklımda kalan tek bir cümle bile yok o kadar fazla isim, olay, gereksiz detay sundu ki bize kafamızı karma karışık edip okuyucuyu iyice sıktı. Romanlarını beğenmekle beraber kendini anlattığında ne kadar bocaladığını gördüm okurken. Tüm romanlarını da yaşadığı ve gördüğü olaylar ve kişilerden oluşturmuş neredeyse hiçbir katkı sunmamış romanlarına bunu kendisi de söylüyor zaten.
Bu kitabında da ilk başlarda -ki kitabın üçte birlik kısmı- Yüzyıllık Yalnızlık'ı okuyorsunuz hissi uyandırıyor ki adeta aynısını tekrar buraya aktarmış. Kitaptaki diğer bölümler de yine diğer kitaplarının özeti gibi geçiyor pek yeni bir şey katmıyor.
Bana göre okunması eziyet olan her hangi bir zeka pırıltısı, edebi zevk göremediğim lafı uzattıkça uzatan okuyucuyu sıkan bulantan bir Marquez kitabı.. Okunmasa daha iyi...