...
Show More
4.5
Adorei! Prontíssima para minha releitura de A História Secreta
Adorei! Prontíssima para minha releitura de A História Secreta
PENTHEUS
Ben burada yokken şehri garip bir bela sarmış, kadınlarımız sözde Bakkhos şenliklerini kutlamak için evlerini bırakıp gitmişler; ıssız dağlarda, korolarla, Dionysos dedikleri, benim tanımadığım yeni bir tanrıya ibadet ediyorlarmış; ortalarında testiler dolusu şarap varmış, köşelere saklanıp kendilerini erkeklerin kucağına atıyorlarmış, güya Mainadların ibadeti böyle olurmuş. ... Yakalattıklarımın hepsi elleri kolları bağlı, zindanda yatıyor. Elimden kaçanlara gelince onları da dağlarda arayıp bulacağım, hayvanlar gibi yakalatıp zincire vurduracağım. Bu hayasız çılgınlıklar pek yakında sona erecektir. Yabancı bir sihirbazdan da bahsediyorlar; Lidya’dan gelmiş, güzel kokan saçları, sarı perçemleri, pembe yanakları varmış, siyah gözlerinde Afrodit’in sihri parlıyormuş. Bu adam, Bakkhos ayinlerini öğretiyorum diyerek gece gündüz kadınlarla, kızlarla yatıp kalkıyormuş. Onu bir elime geçirirsem artık thyrsosunu yerlere vuramayacak, uzun saçlarını sallayıp gezemeyecek, çünkü kafasını bedeninden ayıracağım. Dionysos’un tanrı olduğunu söyleyen de bu adammış. Dionysos, anasıyla, şu Zeus’tan gebe kaldığını ileri süren anasıyla yıldırıma çarpılıp yandıktan sonra, güya Zeus’un baldırına dikilmiş. Bütün bu rezaletlerden sonra bu yabancı, kim olursa olsun, ipe çekilmeyi hak etmedi mi? (13-14)
Sayfa 43 Ç.N.: Bakkhalar coşkunluğun son haddine varmak için şaraptan daha başka vasıtalara da başvuruyorlardı: Hora teperek bağrışmak da onları vecde getirebiliyordu. Bu bakımdan Dionysos ayinleriyle dervişlerin dönmeleri arasında benzerlik vardır. Gerçekten dervişler aç karnına dönerek başlarını ve gövdelerini muayyen ritimlerle sallayarak ve durmadan haykırarak sarhoş olabiliyorlardı. İçlerinden birinin ulaştığı vecd hali kolayca ötekilerine sirayet ediyordu.
(Hora tepmek, horon gibi bir şeymiş)
n
Anası herkesten önce üzerine atılarak kurban törenine başladı. Pentheus, bahtsız anası kendisini tanısın da öldürmesin diye başından mitrasını çıkarıp attı, Agaue’nin yanağını okşayarak: “Anacığım, benim, ben,” diyordu, “oğlun Pentheus, Ekhion’un evinde doğurduğun çocuk! Bana acı anacığım; evet, bir günah işledim, ama sen oğlunu öldürme.” Ağzı köpükler saçan, gözü hiçbir şey görmeyen Agaue artık ne yaptığını, bilmiyordu, iradesi Bakkhos’un elindeydi, oğlunun ne söylediğini duymuyordu bile. Elleriyle Pentheus’un sol kolunu yakaladı ve ayağını zavallının böğrüne dayayarak omzundan çekti kopardı; bunu kendi kuvvetiyle değil, tanrının kuvvetiyle yapıyordu. Bir yandan da İno zavallının etini parçalıyordu. Sonra Autonoe ve bütün Bakkhalar hep birden üzerine saldırdılar. Türlü türlü bağırışmalar birbirine karışıyordu: Pentheus son nefesiyle inliyor, ötekiler azgın çığlıklar koparıyorlardı. Bakkhaların kimi bir kol, kimi ayakkabısı üstünde bir ayak alıp götürüyordu. Pentheus’un göğsü bağrı didik didik oldu. Azgın Bakkhalar kanlı elleriyle et parçalarını top gibi birbirlerine atıyorlardı. Parçalarının her biri bir tarafa gitti, bazısı sarp kayalıklara, bazısı çam dallarına asılı kaldı. İnsan artık arasa da bulamazdı. Zavallının başını anası ellerine aldı, sonra da thyrsosunun ucuna bir aslan kafası gibi takarak Kithairon’un sırtlarından aşağı yollandı. Mainad dansları yapan kız kardeşlerinden ayrılan Agaue, bu kanlı avın mağrur sevinci içinde, av arkadaşı Bakkhos’a şükürler ederek, onun şerefine taşıdığı gözyaşlarıyla dolu bir ganimetle şehre doğru geliyor. Aslında tek zaferi kendi acısı olacak. O gelmeden ben buralardan gidiyorum, olacakları görmek istemiyorum.
(50-51)
n
KADMOS
Şu kollarında taşıdığın baş kimin başı?
AGAUE
(Gözlerini indirerek)
Bir aslanın başı, avcılar öyle söylüyordu.
KADMOS
O başa bir bak.
AGAUE
Nedir bu gördüğüm? Nedir bu ellerimde tuttuğum?
KADMOS
Daha iyi bak da kim olduğunu gör. Dikkat et.
AGAUE
Olamaz! Kör olası gözlerimle acıların en müthişini görüyorum.
KADMOS
Bir aslan başına benziyor mu gördüğün?
AGAUE
Hayır, bu ellerimde tuttuğum baş Pentheus’un başı?
KADMOS
Evet, şimdi tanıdın; biz de ona ağlıyorduk işte.
AGAUE
Onu kim öldürdü? Bu baş benim ellerime nereden geldi?
KADMOS
Zalim gerçek, tam ortaya çıkacak zamanı buldun!
AGAUE
Söyle çabuk, kalbim yerinden oynayacak.
KADMOS
Onu sen öldürdün, kız kardeşlerinle beraber!
(57-58)