...
Show More
Sanatçının Gençlik Portresi, Stephen Dedalus isimli bir çocuğun, çocukluktan ergenliğe geçiş sürecinde hayata, inanca ve cinselliğe dair sorgulamalarla dolu kendini arama yolculuğu olarak özetlenebilecek bir roman. Tabii bundan çok daha fazlası var. İrlanda’nın etkisini buram buram hissettiği Katolik kilisesine (genel olarak inanç meselesine) ve buna bağlı gelişen destekleyici/karşı siyasi fikirlere de bolca yer veriyor James Joyce. Üstelik bunları yaparken Stephen’ın ruh haline okuyucuyu ortak ediyor. Bunu da dil ve anlatımla yapıyor. Şöyle ki Stephen’ın çocukluk kısımlarının anlatıldığı bölümler çok rahat okunurken, bir “aydınlanma” yaşadıktan sonraki kısımlar tıpkı onun kafa karışıklığının bir yansıması gibi ağır ilerliyor. Okurken bazı bölümlerde çok sıkıldım ama bunun bilinçli bir tercih olduğunu, karakterin içinde bulunduğu ruh halinin birebir bir yansıması olduğunu da hep aklımda tuttum. Bir yandan da düşününce, özellikle ergenken yapılan bu tarz sorgulamaları anlatmak için seçilen bu yöntemin hiç de fena olmadığına inanıyorum. Çocukluk belli başlı fikirler duyularak geçirdiğimiz bir dönemken, ergenlikle birlikte bulanık bir dönem başlıyor ve doğrular yanlışlarla hızlı yer değiştiriyor. Stephen’ın da yaşadığı tam olarak bu. James Joyce da bunu çok iyi yansıtmış. Çok etkilendim.