Community Reviews

Rating(4 / 5.0, 100 votes)
5 stars
34(34%)
4 stars
33(33%)
3 stars
33(33%)
2 stars
0(0%)
1 stars
0(0%)
100 reviews
March 31,2025
... Show More
My high school senior year literature teacher gave me this book to read during a post graduate visit. It's an amazing book about a hired killer with a zen like outlook on life and death. One of my favorite books ever.
March 31,2025
... Show More
Go oyunu siyah ve beyaz olmak üzere 361 tane taş ile oynanıyor. Öncelik olarak siyahların başladığı oyunda amaç kendi stratejini kurarak oyun tahtasında en çok yeri elde etmek. Bunun için sadece kendi planını kurup alan işgal etmek de yetmiyor. Karşı taraftaki kişinin de ilerlemesine engel olmak ve bu yolla var olmak gerekiyor. Tıpkı hayattaki güç dengelerinin kuruluşu gibi.

n  Sude Çataln

İncelemenin tamamı: https://kayiprihtim.com/inceleme/sibu...
March 31,2025
... Show More
Ana karakter Nicholai Hel'e hayran olmamak elde değil :) Macera, gerilim tarzını seviyorsanız tavsiye ederim. Sıradan polisiye romanlardan kendini ayırmış bir kitap.
March 31,2025
... Show More
Ho davvero tentato di dare un voto anche poco più alto a Shibumi, ma questo libro per me è semplicemente insalvabile.
Non è per via della scrittura, in buon equilibrio fra lo scorrevole e l'elaborato. Non è per i rimandi alla cultura giapponese, che sono risultati interessanti al mio inesperto occhio occidentale. Non è la critica feroce all'Occidente e all'America, la quale non mi ha mai disturbato più di tanto. Non è nemmeno il profondo sessismo di cui questo libro è permeato.
E' il suo procedere per stereotipi ed esagerazioni che non posso tollerare: 560 pagine costellate da personaggi talmente scontati da risultare patetici oltre che privi di qualsiasi tridimensionalità.

Tutta la vicenda ruota intorno alla figura di Nicholai Hel, l'esempio più eclatante di Gary Stu in cui mi sia imbattuta della mia carriera di lettrice. Hel è raffinatissimo, intelligentissimo, affascinantissimo. Parla cinque lingue, è un talentuoso giocatore di go, uno speleologo provetto, un amante indimenticabile nonché un mistico in grado di sviluppare un senso di prossimità così assurdo da assumere tutti i connotati del superpotere. Attorno a lui ruotano una molteplicità di personaggi altrettanto piatti: La raffinata cortigiana, la ragazzina viziata ma spontanea, il nobile guerriero giapponese, il poeta patetico. Nessuno di loro riesce mai ad uscire dal tracciato di queste categorie. MAI.
La stessa vicenda è così prevedibile che il lettore medio è tranquillamente in grado di profetizzarne la conclusione a partire da pagina 300, tanto che mi sono dovuta imporre di finirlo solo per rispetto all'amico che me lo ha gentilmente prestato.

Davvero, l'unico consiglio che posso darvi è di non sprecare dietro a quest'accozzaglia di ovvietà e testosterone neanche un minuto del vostro tempo.
March 31,2025
... Show More
Şibumi; sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler, azımsanan alçakgönüllü güzellik..
Felsefesi çok etkileyici.

Kitabın tamamen bu felsefeyi derinlemesine anlatan bir hikayesi olduğunu düşünerek okumaya başladım. Gördüm ki, petrolün ekonomik/politik olarak nasıl bir güç olduğu, kendimi hep bir piyon/etkisiz eleman gibi hissetmeme neden olan ülkelerüstü güçlerin pis oyunları, bazen bir kişinin kişisel meselelerinin bile nasıl bir kaosa neden olup onlarca/yüzlerce hatta binlerce kişinin hayatına mal olabileceği, görünenin çoğu zaman gerçek olmadığı, insan hayatının ne kadar ucuz olduğuna dair bir hikaye de akıp gidiyor. Bazen fazla james bond vari akıyor..

Üzerine düşünecek, hayatımıza katsak huzuru bulacağımız etkilendiğim çok şey var; “bilgilerden geçip basitliğe varmak gerek”
Tam da bu ara hayatımda üzerinde çalıştığım şey! Hayat standardı ile yaşam kalitesinin iki farklı şey olduğu ve aslolanın yaşam kalitesi olduğu! Minimalizm diyordum, şibumi de benzer şeyi söylüyor. Kitaptaki karakterlerden Le Cagot nasıl yapılacağını basitçe anlatıyor; “insanı en mutlu eden şey ihtiyaçlarıyla varlıkları aradında bir denge bulunmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir. Ama bu budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dılı şeyler yapmayı gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi çabalamak gibi. Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıkları düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın...” sf281
March 31,2025
... Show More
Kitap mistik kavramların etkisiyle beni kendime çekti. Bilinçli farkındalık yolundayken kitap beni buldu @birlikte_okurlar sayesinde uzak doğu bu konuların babası (bizim kültür için de mesnevi ).
Genel olarak GO oyunu mantığına göre şekillenen kitap, kurgusu, kahramanları ile felsefeye, politaya, siyasi ve sosyal olaylara dokunması ayrı etkileyici unsur.
Son olarak kitaptan bir alıntı yapmadan duramayacağım " şibumi; sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler..."
March 31,2025
... Show More
Üniversite yıllarımda okumuş ve çok etkilenmiştim, otuz beş yıl sonra okuma keyfi ise bambaşka...
March 31,2025
... Show More
I picked this up because it's been selected by a group I'm in as a group read. I doubt I'll do much in that conversation as I am MAJORLY disappointed in this book.

You know, since the late 1960s or so the CIA has become the favored "whipping boy" (I apologize for the cliche given my complaints about the book). If the CIA really had as many traitorous, evil, inept and/or downright stupid agents as I've seen in movies, books and on TV there would be no good agents. I was tempted to put in a link to the CIA Memorial Wall. That's the wall where nameless stars are inset in a wall for agents killed in the line of duty.

Need I say that I realize the CIA has some "asses" and that I know some operations were quite probably far from kosher. Then again there are bad cops, soldiers who run or turn traitor and so on. The Army, Marines, Air Force and Navy could never function treated the way the CIA is. I know, I was in the army in the early '70s (discharged in '75). I was once cursed by a teen for wearing my Class A uniform.

Here we open going right down the line with so many clichés I figure they must have come from somewhere like "plots and characters are us". We meet CIA types who are plotting with an Islamic radical against Israel. We are also covering up global warming because we are obviously slaves of the "Military Industrial Complex". To make matters worse one of the CIA types has a southern/country accent. Obviously he's not only evil he's stupid...as all people from anywhere but a coastal city are. We watch as the CIA pulls off an assassination and then kills their own men (the assassins). Just to be sure, you know.

Standard operating procedure.

I mean maybe back in the 1960s and the 1970s the first 10,000 or so times this idea/plot was done it might have been original...but no more.

I find the book derivative, predictable and cliché ridden. Enjoy this if it's what you like. I'm happy for you. I can't recommend it.
March 31,2025
... Show More
I must really be missing something. A quick internet search locates many favourable reviews of both this book, and of its author, Rodney William Whitaker (aka Trevanian), who apparently positioned himself as someone who read Proust, but not much else written in the 20th century. Consider this statement from Wikipedia: Shibumi is elaborately written, using a very extended vocabulary, based on a sound knowledge in history and geopolitics, switching easily from pessimism to wry humor, Shibumi is more than a mere thriller, and may be compared to other works such as Brave New World, Nineteen Eighty-four and Fahrenheit 451. And there’s much more of the same in other reviews. However, I have seldom read or listened to a more inept, poorly-written thriller, and the comparison to the three great works referred to is ludicrous. The characters in Shibumi are absurd stereotypes, the writing-style is awkward (clearly if the author indeed read Proust extensively, he absorbed little), and the plot-line is as weak as cheap coffee.
March 31,2025
... Show More
classic spy novel--learned that airports had inferior screening policies in the '70s from reading this book, also that Go is a Japanese game which holds all the secrets of life.

this book is must read. put down your bibles and read Shibumi.
March 31,2025
... Show More
Çabuk okunan keyifli bir macera romanı. Süper kahraman, komplo teorileri, cinayetler, terör eylemleri, aşk, cinsellik, üstüne bir de batı düşmanlığı ve mistisizm.

Kitabı gömmek istemem çünkü okurken, bazı kısımlar hariç gerçekten keyif aldım. İlk yarısında, yani kahramanın Japonya’daki hayatının anlatıldığı kısımda Nicholai Hel karakterinin geçmişi ve kişiliğini oluşturan ögeler ilgi çekiciydi. General ve Go ustası ile diyalogları çok güzeldi. Şibumi’nin anlatımı efsaneydi.

İkinci yarıda ise detaylı ve uzun mağara bölümleri sıktı beni. Bu kısımları atlayarak geri kalanını ise bir macera filmi izliyormuş gibi sürüklenerek okudum. Süper kahramanlı macera filmlerini de, komplo teorilerini de çok severim. Son beş yıldır küresel elitler, reptilyanlar, büyük sıfırlama, annunakiler…vs. konularına kendimi biraz fazla maruz bıraktığımdan mı  bilmem kitaptaki Ana şirket, CIA, OPEC’in dahil olduğu alengirli olaylar pek yavan geldi. CIA ve şirket adamları karikatürize, diyaloglar klişeydi.

Kitabın ilk yarısını okurken hikâyeden ve karakterlerden etkilenmişken kitap bittiğinde ne yazık ki o etki silindi gitti.

March 31,2025
... Show More
Tam bir polisiye,iyi bir polisiye. Beni çok etkiledi hayatıma kısa kısa Notlar aldım diyemeyeceğim. Ama bir film izledim gibi. hikayenin sırrı KAYBETMEK. Hel kayıpların acısıyla bize etkiyi , göndermeyi yapıyor. Değer biliniz efendim !!!

Sayfa. 280-281

İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge olmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir ama bu, budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı da gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi, çabalamak gibi… Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın...
 1 2 3 4 5 下一页 尾页
Leave a Review
You must be logged in to rate and post a review. Register an account to get started.