Community Reviews

Rating(4.1 / 5.0, 100 votes)
5 stars
40(40%)
4 stars
30(30%)
3 stars
30(30%)
2 stars
0(0%)
1 stars
0(0%)
100 reviews
April 16,2025
... Show More
Şibumi önceden merakla okuduğum kitaplardan biriydi.

İlk bölümlerde bu adamlar kim, Munih Beşlisi, Kara Eylülcüler kimler, kimin peşindeler anlamaya çalışırken açıkcası biraz sıkılmıştım, ama sonra kitap bir açılmış bir aktmıştı ki , elimden bırakamamıştım. Hele o son bölümdeki eşsiz hayatta kalma mücadelesini soluksuz okumuştum.

Kitaptaki Nicholai karakterini, Satranç kitabındaki Dr. B'ye çok benzetmiştim. İkisinin de ortak yönleri çoktu, her ikisinin de başına gelenler çok benzerdi , her ikisi de karizmatik karakterlerdi, her iki kitabı da okuyanlar bilir.

Çünkü ikisi de insanlardan soyutlama cezası almış ve her ikisi de hayata tutunmak için bir zeka oyununa asılmış.
Doktor B. satranç oyununa.
Nicholai de “go” isimli oyuna...

Ayrıca kitaptaki dipnotta belirtildiğine göre; Trevanian’ın diğer bazı kitaplarında detaylı şekilde anlatılan tehlikeli bir dağa tırmanma yöntemi, tecrübeli bir dağcı tarafından denenmiş ve o dağcı hayatını yitirmiş.
Yine Trevanian’ın bir başka kitabında anlatılan müzeden tablo çalma yöntemi, kitap İtalyanca’ya çevrildikten sonra Milano Müzesi’nden üç tablonun çalınmasında kullanılmış.
Bu sebepler yüzünden Şibumi’de Hel’in kendini savunma yöntemi olan Çıplak Elle Öldürme yöntemleri, detaya inilmeden yazılmış.

Peki neydi Şibumi?
Şibumi kitaba göre bilgiden çok anlayış demek.
İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllük demek.


En sevdiğim alıntı bölümler ise:

"Ben çok seyahat ettim, dünyayı avucumun içinde çevirdim ve bir şeyi iyice anladım. İnsanı en mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir. Ama bu budalalık olur. Bunu yapmak, arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı gerektirir. Pazarlık etmek gibi, çalışmak gibi, çabalamak gibi. Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın da en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın, yaşlı ve şişman kadınların, Bakın bana! Ben elimdekilerle mutlu olmayı çok iyi bilen biriyim. Bütün mesele elimdekileri yeteri kadar çoğaltmak."

İnsan bence şibumi’yi elde etmez. Ancak onu keşfeder. Bunu yapabilen pek az sayıdadır.
April 16,2025
... Show More
Yıllar sonra ikinci kez okuduğumda evet dahaa genç halimin ruhu ile değil ama unutulmuş ilham ile yeniden dolarak bitirdim .

Okunacak o kadar kitap varken eski kitaplara dönüş biraz zaman kaybı gibi gözükebilir ama o ben tabiki ben değilim .

Biraz daha olgun bakış açısı ile bakınca bu kitap bana kişisel gelişim kitaplarını anımsattı ve yan karakterlerin de hikayelerinin kıymetli olduğunu bir hero's journey etrafında dönerken onlarında küçük hero 'lar olduğunu gösterdi.Her biri yazarın çocuğu gibiydi resmen .Ve onlaran ayrılırken ki yoğun duygu yükü bir uzun zaman tanıdığım bir dosttan ayrıldığımdaki duygu yükü ile benzer bir noktadaydı .Aynı hisleri Kara Kule serisini okurken hissetmiştim . Uzun yolculuğumuzda ayrılmak zordu .

Gene bir kitabın sonunda hayat kararları almak ve kendi sibumik hayatımı inşa etmek farz oldu .

Gelelim yazarın hoşlanmadığım tavrına . Vurguladığı politik yargılar bir noktadan sonra tamam anladık şeklinde itici bir yöne geçiyor .Bu kadsr donanımlı olduğunu hayal ettiğim kişinin kör görüş alanları olması hayal kırıklığı gibi .Ama ne yapalım üzüm yemeye geldim .

Velhasıl iyi geldi .
April 16,2025
... Show More
Daha önce okuduğum hiçbir kitaba benzemiyordu kurgu düzeni o yüzden çok farklı geldi. Biraz daha ilgi çekici bir şekilde yazılabilirdi diye düşünüyorum ama karakterlerin her zaman okuduğum tiplemelerden farklı olmasına bayıldım.
April 16,2025
... Show More
I grew up on novels of Robert Ludlum and Eric Van Lustbader as well as some pulp novels known only to those living in ex-Yugoslavia during the 1980s, little blue books less than 100 (maybe 130) pages each called simply „Ninja“. While Ludlum's novels were more action espionage thrillers oriented more to the Western world, Lustbader's The Ninja as well as its cheap knockoff, let’s call it blue Ninja, were oriented towards East, often including mysticism as a tool of the protagonist. Both of them had similar heroes, one had Nicholas Linnear, the other Leslie Aldridge, both white men that became ninjas, shadow warriors of old, with almost supernatural abilities and senses, capable of killing a man with any object they can get their hands on. Oh, yeah. They both have an exotic Oriental lover who is a dream girl and they're both lovers par excellence.
While blue Ninja is so obviously based on Linnear, we can say without a doubt that Lustbader was inspired by Trevanian's Nicholai Hel and his adventure in „Shibumi“. Dedication to Japanese culture, being the deadliest assassin in the world who grew up in the Far East, abilities that sound too good to be true, world's best lovers with exotic Oriental girlfriends. All things that connect them, however, Trevanian's novel is nothing like it's being advertised.
Reading the back cover blurb, one might think that Hel is a mix of Jason Bourne and Casanova, and one would be wrong. Sure, the book does open with an action sequence and it's brimming with clichés, but that's only because Trevanian is playing with the reader. „Shibumi“ plays out as an airport thriller, a satire of spy action novels of the 1960s and 1970s, as well as a critique of American society and their foreign policy. Strangely, even though the novel is almost 50 years old, most of the things from it can be applied in the world today.
The best part of the novel definitely is the part of Hel's growing up, where he goes from Shanghai to Japan. Trevanian was obviously enjoying writing that part and it's a damn shame the rest of the novel isn't the same. Not saying that the rest of it is bad, because it's not, especially when you realize how Trevanian is playing with the genre. However, some parts can be tedious. And the character of Le Cagot, who I'm convinced is mocking of Hemingway's For Whom the Bell Tolls due to swear words used (if one can call those expressions like that), is a bit over the top.
Nevertheless, „Shibumi“ is a great airport thriller. Or should I say, airport thriller with a bit of a brain.
April 16,2025
... Show More
My high school senior year literature teacher gave me this book to read during a post graduate visit. It's an amazing book about a hired killer with a zen like outlook on life and death. One of my favorite books ever.
April 16,2025
... Show More
It was one of the best books I've ever read !!!

Hayatında seni en çok etkileyen kitap(lar)hangisi/hangileri sorusuna vereceğim cevaplardan bir tanesidir.
April 16,2025
... Show More
Lo siento porque es una LC.
Pero estando en el 55% miro mi librería y decido que es momento de darle carpetazo; que me llaman muchos libros como para seguir intentando que me atrape este.
April 16,2025
... Show More
Το Go μου κέντρισε το ενδιαφέρον για αυτό το βιβλίο! Ευτυχώς το πήρα και το διάβασα σχεδόν απνευστι !!!
April 16,2025
... Show More
What piqued my interest was something I heard about this book being the basis for John Wick and I love me some John Wick. While I can see that being true, if it is true, this book was far from John Wick or, if anything, reverse John Wick.

It's all tell no show. I understand Nickolai Hel can do all kinds of fancy things, but it's shown maybe once. Even the final climax didn't do much for actual action.

And don't get me wrong, I believe this is all intentional, the more I've read up on this. It's kind of the anti-Bond James Bond/spy. But he's so anti it wears you out just as you're getting interested.

I don't know if I'm even close to making myself clear here. My expectations were completely off with this book, but at the same time it was definitely compelling and I found myself enjoying this book mostly about this guy, Hel's, life. His interests and how he developed his "shibumi" theory or essence of life.

I loved his Basque friends, they definitely made this book worth reading alone.

But in the end, Hel gets annoying. He's so anti-American, which is not unwarranted mind you, that it gets tiresome. At one point he thumbs his nose at barbeques. I can understand going after American consumerism, but barbeques are amazing unless you think you're better than everyone.

And that's the rub for me, Hel is so elitist it just gets frustrating. Hearing about his life his adventures, all very good an interesting, but when his voice is heard, it's annoying. Plus he's hypocritical as well since it clearly takes a lot of materialism to become anti-materialist or do mansions and hectares of land in Wyoming just fall in everyone's laps by being good little anti-consumers?

TL;DR This is really the anti-John Wick who can still kill with anything in the room but you won't ever see it. Materialism is bad except when anti-materialists do it. See...shibumi!

2.5 out of 5 stars (Recommended with lots of reservations)

Final Note: Seriously, who names two characters Hana/Hannah? Are there seriously no other names?
April 16,2025
... Show More
I picked this up because it's been selected by a group I'm in as a group read. I doubt I'll do much in that conversation as I am MAJORLY disappointed in this book.

You know, since the late 1960s or so the CIA has become the favored "whipping boy" (I apologize for the cliche given my complaints about the book). If the CIA really had as many traitorous, evil, inept and/or downright stupid agents as I've seen in movies, books and on TV there would be no good agents. I was tempted to put in a link to the CIA Memorial Wall. That's the wall where nameless stars are inset in a wall for agents killed in the line of duty.

Need I say that I realize the CIA has some "asses" and that I know some operations were quite probably far from kosher. Then again there are bad cops, soldiers who run or turn traitor and so on. The Army, Marines, Air Force and Navy could never function treated the way the CIA is. I know, I was in the army in the early '70s (discharged in '75). I was once cursed by a teen for wearing my Class A uniform.

Here we open going right down the line with so many clichés I figure they must have come from somewhere like "plots and characters are us". We meet CIA types who are plotting with an Islamic radical against Israel. We are also covering up global warming because we are obviously slaves of the "Military Industrial Complex". To make matters worse one of the CIA types has a southern/country accent. Obviously he's not only evil he's stupid...as all people from anywhere but a coastal city are. We watch as the CIA pulls off an assassination and then kills their own men (the assassins). Just to be sure, you know.

Standard operating procedure.

I mean maybe back in the 1960s and the 1970s the first 10,000 or so times this idea/plot was done it might have been original...but no more.

I find the book derivative, predictable and cliché ridden. Enjoy this if it's what you like. I'm happy for you. I can't recommend it.
April 16,2025
... Show More
Go oyunu siyah ve beyaz olmak üzere 361 tane taş ile oynanıyor. Öncelik olarak siyahların başladığı oyunda amaç kendi stratejini kurarak oyun tahtasında en çok yeri elde etmek. Bunun için sadece kendi planını kurup alan işgal etmek de yetmiyor. Karşı taraftaki kişinin de ilerlemesine engel olmak ve bu yolla var olmak gerekiyor. Tıpkı hayattaki güç dengelerinin kuruluşu gibi.

n  Sude Çataln

İncelemenin tamamı: https://kayiprihtim.com/inceleme/sibu...
April 16,2025
... Show More
10/10

Kitabı defalarca okuduktan sonra düşündüklerimi 2010'da böyle dillendirmişim:

Rahmetli Trevanian, Amerika'nın içi boş süper kahraman mitini eleştiriyor bu kitapta.

Nicholai'ın değme süper kahramandan daha yetenekli olduğu ortadadır; lakin bu üstün özelliklerin hiç biri Amerikan süper kahramanları gibi teknolojik aletlerle ya da bilimsel bir kaza sonucu elde edilmemiştir; her biri yoğun eğitimler veya başa çıkılması zor acılar sonucu kazanılmıştır. Nicholai'ı Nicholai yapan her özelliğin bedeli ağır bir şekilde ödenmiştir. Kazandığı üstün özelliklerin her birinin mantıklı bir sebebi vardır. Onu farklı kılan, bu yetenekleri kazanmasına yardımcı olacak olayları ardı ardına, romanlara yakışır bir sırayla yaşamış olmasıdır.

Batının değerlerine inat tamamen doğu değerleriyle eğitilen Nicholai, batının şaşalı görünümünden de uzaktır; ona dışarıdan bakıldığında sahip olduğu özelliklerin çoğu fark edilmez; çünkü o sadeliğin ve olgunluğun peşindedir, tüm yaşamını “şibumi” kavramına adar. Onun bedeni, davranışları ve sesi özündeki üstün özelliklerin sade bir yansımasıdır; Amerika’da yaratılan süper kahramanlar gibi rengarenk elbiseler ve havalı hareketlerin adamı değildir Nicholai Hel.

Felsefeye, sanata, doğaya, onura, saygıya ve daha birçok insani değere yoğun bir saygı besler. Şovenist değildir, kadınlara güç gösterisinde bulunmaz, onlara saygısızlık etmez. Çok akıllı ve kurnazdır, birçok meseleyi doğru bağlantıları ve insanları kullanarak kas ve silah gücü kullanmadan halleder.

O özel bir insandır, çoğu insanda bulunmayan üstün özelliklere sahiptir ama onu herhangi bir üstün özellikli roman kahramanıyla karşılaştırmamak gerekir; o tüm varlığıyla Amerikan kültürü eleştirisidir.
Leave a Review
You must be logged in to rate and post a review. Register an account to get started.