...
Show More
Bu yazının orijinali (ve daha iyi görüneni) canlabirsene'de yayınlandı.
Kurt Vonnegut inanılmaz zeki, inanılmaz komik ve biraz da kara mizahçı bir adam. Öyle ki, Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater'ı okurken çoğu zaman katıla katıla gülerken buluyorsunuz kendinizi ancak sonrasında "ben neye gülüyorum yahu?" diye de biraz kötü hissediyorsunuz. Pek çok eleştirmen Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater hakkında "belli bir anlatımı yok, her şey her yerde, bir anlatıcıdan hikaye dinliyorsunuz, bir bakıyorsunuz mektuplardan bölümler okuyorsunuz" diye hayıflanmış. Bence bu, Vonnegut'un zekasının ve ne kadar iyi bir yazar olduğunun kanıtı çünkü bu 'anlatım tarzı olmayan anlatım' kitabın konusuna, absürdlüğüne o kadar paralel ki!
Olayımız şu: süper zengin Rosewater Ailesi, vergi ödememek için Rosewater Vakfı adı altında bir oluşum kurmuş. Eliot Rosewater da haliyle süper zengin bir adam. Bir de New York'ta, ailenin varlığını yöneten bir avukatlık bürosu ve bu büroda çalışan Trout var ve bu adam Eliot'ın deli olduğunu kanıtlayarak varlığına konmayı kafasına takmış durumda. II. Dünya Savaşı'nda rol almış, sonradan itfaiyecilik ve itfaiyecilerle kafayı bozmuş, karısıyla tuhaf bir ilişkisi olan ve kendini insanlara (kendi tuhaf yöntemleriyle de olsa) yardım etmeye adamış Eliot'ın deli olduğunu öne sürmek ve insanları da buna inandırmak pek zor değil.
Amerika'yla, inançlarıyla, toplumsal görüşleriyle, zenginin fakiri, güçlünün güçsüzü ezişiyle oldukça başarılı bir şekilde dalga geçen bu kitabı okurken toplu taşımada siz de kendi kendinize gülüyor olacağınız için deli muamelesi görebilirsiniz; dikkat!
Kurt Vonnegut inanılmaz zeki, inanılmaz komik ve biraz da kara mizahçı bir adam. Öyle ki, Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater'ı okurken çoğu zaman katıla katıla gülerken buluyorsunuz kendinizi ancak sonrasında "ben neye gülüyorum yahu?" diye de biraz kötü hissediyorsunuz. Pek çok eleştirmen Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater hakkında "belli bir anlatımı yok, her şey her yerde, bir anlatıcıdan hikaye dinliyorsunuz, bir bakıyorsunuz mektuplardan bölümler okuyorsunuz" diye hayıflanmış. Bence bu, Vonnegut'un zekasının ve ne kadar iyi bir yazar olduğunun kanıtı çünkü bu 'anlatım tarzı olmayan anlatım' kitabın konusuna, absürdlüğüne o kadar paralel ki!
Olayımız şu: süper zengin Rosewater Ailesi, vergi ödememek için Rosewater Vakfı adı altında bir oluşum kurmuş. Eliot Rosewater da haliyle süper zengin bir adam. Bir de New York'ta, ailenin varlığını yöneten bir avukatlık bürosu ve bu büroda çalışan Trout var ve bu adam Eliot'ın deli olduğunu kanıtlayarak varlığına konmayı kafasına takmış durumda. II. Dünya Savaşı'nda rol almış, sonradan itfaiyecilik ve itfaiyecilerle kafayı bozmuş, karısıyla tuhaf bir ilişkisi olan ve kendini insanlara (kendi tuhaf yöntemleriyle de olsa) yardım etmeye adamış Eliot'ın deli olduğunu öne sürmek ve insanları da buna inandırmak pek zor değil.
Amerika'yla, inançlarıyla, toplumsal görüşleriyle, zenginin fakiri, güçlünün güçsüzü ezişiyle oldukça başarılı bir şekilde dalga geçen bu kitabı okurken toplu taşımada siz de kendi kendinize gülüyor olacağınız için deli muamelesi görebilirsiniz; dikkat!